SVBIED saldırıları ve el Bab-Fırat Kalkanı Harekatı hakkında

Öncelikle SVBIED ne demek?

İngilizcesi: suicide vehicle borne improvised explosive device yani bomba yüklü intihar aracı anlamındadır.

SVBIED’lere karşı nasıl önlem alınabilir?

Cephe hatlarında işi sadece gelecek bombalı araçları (SVBIED)’leri gözlemek olan keskin nişancı destekli ATGM timleri ve termal ve yüksek kalitede sensörlere sahip zırhlı araçlar ve tanklar bulundurulmalı. Sürekli bu timler İHA’lar tarafından desteklenmeli.
IŞİD karşısında hava destekli bir güç varken SVBIED öncesinde dikkati başka yöne çekmeye çalışır. Bazen de 2-3 SVBIED’i farklı noktalardan art arda yollar. Çatışma sürerken karşıdan gelen ilk SVBIED’i imha ettiğine sevinen karşı taraf genelde bir anlık boşluğa düşer. Uzun yolda gelenler ise hedefi bulur. Ayrıca bu SVBIED’leri İHA’lar ile hedefe ulaşana kadar sürücüsüne yönlendirmede bulunuyorlar.
İnsansız VBIED saldırılarını da 1 senedir yapıyorlar. Eskiden basit bir pikapa patlayıcı türünden ne var ne yok yüklenerek başlayan saldırılar, karşı tarafların ATGM ve silah gücünün artması ile giderek zırhlanmaya başladı. Örneğin: 1 hafta önce BMP ile el Bab yakınlarında toplu halde duran zırhlı araçlarımıza SVBIED yapılması. Pikap ve kamyonlarda ise tenekeden hayati noktalara teneke yerleştirmekle başlayan araçları zırhlandırma ise son aylarda standartlaşmaya başladı.
Kullandığı patlayıcıyı zaman içinde geliştiren IŞİD, yüzlerce kilodan kimi zaman 15 tona kadar çıkarttıkları bu bombalı araç saldırıları infilak ettiklerinde miktarına göre onlarca metre veya yüzlerce metre seviyesinde bir alana şiddetli bir basınç, şarapnel ve ısı dalgası yayıyor. Bir SVBIED’in 100 metreden yakın bir mesafede imha edilmesi bile tehlike arz edebiliyor. Saldırılarda yaralı kurtarılanlar genelde büyük bir şok ve ciddi yaralanmalara maruz kalıyorlar. Medyanın yaralı deyip, kurşun sıyrığıymış gibi geçtiği yaralıların durumu da kötü oluyor.
Açık arazide %50 başarı şansına sahip SVBIED’ler kent içlerinde bu oranı %90’a kadar çıkarıyorlar. Musul Harekatı’nda Irak Ordusu’nu kentin doğu mahallelerinde mahveden de bu olmuştur. Kentlerdeki binlerce binanın birinden aniden çıkan araç kısa mesafedeki Irak birliklerine hemen ulaşıyor ve büyük zırhlı, asker ve moral kayıplarına sebep oluyor. Yakın mesafede ve dar alanda patlayan SVBIED bir sokakta bulunan bütün askerleri ve araçları savaş dışı bırakabiliyor.
İstişhadçı diye tabir edilen bir örgüt olan IŞİD 2003’ten beri bu tip saldırıları uyguluyor ve büyük bir deneyime sahip oldu. Deneyimi teknoloji ile harmanlayan örgüt, etkili SVBIED saldırılarında bulunuyor. Koalisyon’un ve diğer tarafların umarsızca IŞİD’in sivil bölgelerini vurması, bu tip saldırılar için gönüllü bulmalarını kolaylaştırıyor.
TSK, SVBIED saldırılarına genel olarak uzak bir ordu, yeni yeni bu tip saldırılara maruz kalıyor ve tehlikeyi görüyor. Henüz ise buna karşı yapılan ciddi bir önlem göremedik.
Halep kuzeyi Muhalifleri’nin senelerdir IŞİD’in SVBIED’lerine karşı ATGM’ler ile mücadele de olması, bölgede sadece özel birliklerin bulunması ve tank-hava desteğine sahip olmaları verebileceğimiz yüksek kayıpları önleyen bir durum.
el Bab ise 2015’ten beri hazırlanmış bir bölge, hazırlanma durumu ise tünel ağları, EYP’ler ve SVBIED’ler şeklinde. Medyada abartıldığı gibi yüzlerce tank, araç gibi bir durum yok. Kuzey Halep Muhalifleri’nin savaş azminin düşük olması, verilen kayıpların sebeplerinden biri, sık sık mevzi terketmeleri ve bunun yarattığı ön saflarda yaşanan zaafiyeti gidermek içinse ön hatlara gün geçtikçe daha çok özel kuvvet ve komando askerlerimiz giriyor. Fırat Kalkanı Harekatı’nda tahmin edilen Muhalif sayısı 5-6 bin, asker sayımız ise tankçı, özel kuvvet ve komandodan oluşmak üzere 3000’e yakın durumda.
Türkiye açıklamasa da Muhalifler’in ölü ve yaralı kaybının ise IŞİD rakamlarına göre 700 civarında olduğu düşünülüyor.
TSK, SVBIED’ler konusunda etkili kararlar almak ve uygulamak zorunda. Yoksa işler kent içine girdiğinde ağır kayıplar verilme ihtimali doğacak.
Bugünde keza aynı durum oldu. Akil Dağı’nı ele geçiren Muhalifler ve TSK yıldırım harekatı ile kent merkezine girmeye çalıştılar. IŞİD’in yarattığı boşluk ile bir an içinde olsa kentte ilerlendi. Karşı saldırı sonrası ise son haftalarda elde edilen kazanımlar elden çıktı.
Suriye Ordusu ve ypgnin, el Bab’ta gözü var. Menbic ve Afrin’e saldırı yapılmayarak ypgnin hazırlanmasına ve güç yığmasına imkan tanındı.
Kayıplarımız artıyor ve kayıplarımız nitelikli askerlerimizden.
Muhalifler’in savaş gücünün %10-15’inin 4 ayda eridiği düşünülüyor. Türk Ordusu ise Balyoz, Ergenekon ve son olarak orduyu mahveden FETÖ’cü teröristler ile yıprandı, ve FETÖ’cüler sayesinde önemli harekat planlarını kaptırdı. Hendekli şehirler ve sonrasında 1.5 senede PÖH, JÖH, ÖKK, komando birliklerimizden en azından 3000’inin şehit veya gazi verdik.
Fırat Kalkanı’nın ve bu mücadelenin sonu ya Türkiye’yi bir batağın ortasında bırakacak ya da ypg bölgelerine de topyekun hareketle, ülkemizin bölünmemesini sağlayacak bir sonuca vesile olacak. İşler iyi görünmüyor. Umarım yanılırız ve Türk Ordusu ve milleti Suriye’de giriştiği mücadeleden zaferle, milletimizin hayrına bir sonuçla çıkarız.