Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nun hem Servet-i Finun hem de Milli edebiyatı birleştirdiği, içinde birçok kısa öykü barındıran ama verilen mesajların derin anlamlar içerdiği, milli duygularınızın kabarmasını sağlayacağı ve sizi sürükleyip götüreceği kitabı. Döneminden dolayı ilk başlarda Servet-i Finun edebiyatını benimseyen Müftüoğlu daha sonra milliyetçilik akımının etkisiyle milli edebiyata katkılarda bulunan biri. Bu kitapta da milli edebiyat akımının etkisini net bir şekilde hissederken, kullandığı dilin Servet-i Finun edebiyatının etkisinde kaldığını göreceksiniz. Her ne kadar bu edebiyat biçiminde dil çok ağır kullanılsa da bu kitapta yeterli seviyede kaldığını düşünüyorum. Okuduğunuzda anlamanızı engelleyecek bir durum oluşmayacaktır. Kitabın bir diğer güzel özelliği ise gerçekten de sürükleyici olması. Ama bu biraz daha farklı bir sürükleyicilik. Normal sürükleyici bir roman okuduğunuzda tek bir hikaye üzerinden gidersiniz ve sonralarda olacak konuları merak edersiniz. Bunda ise bir öykü bittiğinde diğer öyküyü merak etmemeniz elde değil. Bu sayede zaten bir günde bitirilebilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Verdiği mesajlar da benim için önemli bir yerdeydi. Normalde kısa öykülerde okuyucuya net mesajlar vermek zordur. Ama Müftüoğlu bunu layığıyla yapmayı başarmış ve bizlere milli meseleleri neredeyse fikri bir kitap okuyormuşuz gibi açık ve net bir şekilde göstermiş. Sadece bununla da kalmıyor, bize vatanımızın, insanımızın, dilimizin ve sanatımızın değerini de gösteriyor. Milli benliğimizi korumamızı, değerlerimize sahip çıkmamızı öğütlüyor. Her Türk evladının okuması gereken bir klasik olduğunu düşünüyorum bu yüzden. Yazımı kitaptan bir alıntı ile bitirmek istiyorum. ” Ey Türk ili! Viranelerinin enkazıyla, ma’mûreler süslenir. Sen nasıl bir ocaksın ki soğumuş küllerinde ateşler gizlidir.” Kut’lu okumalar dilerim.
Yazar
Yazılar
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.
