TÜRKLER VE İSLAMİYET’E GEÇİŞ

Anasayfa Sözlük Tarih TÜRKLER VE İSLAMİYET’E GEÇİŞ

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Yazar
    Yazılar
  • #21245
    TalayHan
    Katılımcı

    Düşüncelerinizi merak ediyorum ve yorumlarınızı bekliyorum.

     

    Bu konuyu yorumlamak için 3 adımı anlamalıyız: 

     

    -Türklerin Önceki İnancı

    -İslam’a Geçiş

    -İslam Sonrası 

     

    Gök Tengri inancı daha çok Animizm’e yakındır. Doğadaki çok varlığa kutlu gözüyle bakılır. At, kurt, ağaç ve dağlar gibi başlıca örnekler vardır. Aslında birebir olmasa da Tengri dışındakileri meleklerin görevleriyle bağdaştırmak mümkündür. 4 ana Tanrı haricinde kut denilebilecek yine İslam’daki melek görevini gören varlıklara da inanılır. Bunun yanında “Bu varlıklar Tanrı değildir.” demek doğru olmaz. Herbirinin Yunan mitolojisinde olduğu gibi görevleri ve anlamları vardır. Adlar boydan boya değişebilir ama çoğu boyda en büyük bir Tanrı ve diğerleri bulunur. Gökalp’in Türk Töresi kitabında bunlar anlatılır. Bu konuda detaya inmeyecekler için uygun.

     

    Kısaca, tek Tanrı olduğunun söylenmesi öğrencilerin bu çağlarda sorgulama yeteneğinin artması sonucu bireyleri İslam’da tutmak için atılmış bir palavradır. Ne derseniz deyin, istediğiniz kadar tartışırım. Böyle şeyler son zamanlarda çok söylendi ve tutuldu. Çünkü ülkedeki okumamış, cahil kişiler bunu destekledi. 

     

    Ek olarak; o dönemlerde bozulmuş göksel inançları saymazsak toplumlarda güçlü bir Yaratıcı durumu yoktu. Belki Türk inancıyla etkileşen Çinlilerde bu vardı denilebilir. Yine de inançsal açıdan günümüzdeki duruma bir adım daha yakındı Türk Mitolojisi. Bu konuda detaylı bir makale için linke bakın: [https://lookaside.fbsbx.com/file/KO%C3%87%2C%20M.M.%2C%20T%C3%9CRK%20M%C4%B0TOLOJ%C4%B0S%C4%B0.docx?token=AWxgdnCj4J-63HGsOUEKv0D9KNk6xS4IPDnaiXigqbdA0tVvdIeB1PWBoYUWt1BimOAlBT5lPbhqKNJBvZ40ZM0aT1cAgfmQKlMtWQpbWWF5IxFsbVedDu7kzL3o6ZMz3wWdm_YKTLT8MgtdmTGfbeHMoO8h9p43A5cy2e7Js_mnHOGxT3uiMof_TxgAvA1mg_w]

     

    İslam’a geçişe gelirsek… Türkler o çağda ayrılmış ve dağılmış durumdaydı. Genel olarak Hazar üstünde Hazar ve Oğuz Yabgu Devletleri; Doğu’dan Tabgaçlar; Horasan’da Oğuz, Kıpçak gibi boylar federasyonları; Batı’da ise Peçenek, Kazan Türkleri ve Bulgarlar sayılabilir.  Hangileri Müslüman oldu? Oğuz, Kıpçak, Peçenek ve Kazan Türkleri ve az da olsa Hazarlar… Bunlar, İran çevresinde gelişmiş boylardır. Horasan’dan ötesinde Müslüman bulamazdınız. Neden bu durum böyleydi? Çünkü güçlü İran-Arap etkisi Türk boylarını etkisi altına almıştı. İran romantizmi ve güçlü Arap kültürü burada kurulan devletleri ve devletçikleri; gerek diplomatik, gerek siyasa, gerekse sosyal açıdan kuşatarak İslam’a tutkuyla bağlanmalarını sağlamıştır. 

     

    Bu ne Gök Tanrı inancı ile İslam’ın benzemesinden ne de zorlamadan olmuştur. Nasıl ki Mekke şirkçileri Müslüman oldu, bu boylar da İslam’ı tanıyıp Müslüman olmuştur. Ha, şu vardır: Abbasilerin topraklarını ele geçirmesi ile zor durumda kalan boylar Müslüman olmuş olabilir ama buna zorlama demek tarihsel yanlış olur.

     

    Değindiğim Hazarlar, Bulgarlar, Tabgaçlar ve hatta bazen Peçenekler de; Abbasilere karşı sürekli savaşmış, Asya’nın ve Kafkasya’nın Araplaşmasını ve Müslüman olmasını önlemiştir. Günümüzde boyundurukta yaşasalarda görünüş, kalıtım ve kültürel açıdan Türk gibi yaşayan boylar bunların ardılıdır.

     

    Gelelim İslam sonrası sürece… Türkler, yoğun Selçuklu etkisine kadar gerçekten İslam yaşamamıştır. Satuk Buğra Han, Alp Tigin gibi Hanların yanında Ahmet Yesevi, Bektaş Veli gibi mollaların çabasıyla İslam anlatılmıştır ancak 1000’lere kadar neredeyse sadece Allah’a inanan, Muhammed Yalavaçı tanıyan, farz namazlarını bilen Türklerin sayısı, tam inançlı olanlardan kat kat çoktu. Ali’nin bazı boyların destanında peygamber olarak geçmesi de yine sürecin tamamlanamadığı gösterir. Yani Bektaşilik, Yesevilik, Mevlevilik gibi ibadetten öte inancı ele alan mezhepler ve Şiilik başlarda çok tutuldu. Sunniliği yayılması da yine Selçuklular döneminde yavaş yavaş başlar. [Ögel’in Türk Mitolojisi serisine göz atın] 

     

    Bu dönemde Çağatay Türkçesi olarak adlandırılan Doğu Türkçesi yaygındır. Türkçe hiçbir dış etki görmemiş arı bir dil durumundadır. Yani büyük alimler hariç Arapça/Farsça bilen yoktu, nadirdi. Dolayısıyla bir anlatıcıya gerek duyuluyordu. İslam’ı iyi bilen anlatıcılar ise kolayca bir topluluğu Müslüman edebiliyordu.

     

     

    Yani özetle: Zorlama hiç yaygın değildi ve nadir görülüyordu. Küçük boylar durumda yaşayan toplumları da bir kaç alim kolay Müslüman yapıyordu ama bu alimlerin de gücü Batı Türkistan’ın batısına yetebilmiştir. Türkler, o dönem güçlü bir devlet olsaydı İslam’ın böyle hızlı gelişmesi asla söz konusu olamazdı. 

     

    #24488
    TalayHan
    Katılımcı

    Arkadaşlar Tabgaçlar değil Türgişler olacak. Kusura bakmayın.

    #24489
    Tulpar1923
    Katılımcı

    Türkler İslam inancının geniş coğrafyalara yayılmasında ve dünyanın geri kalan kısmında tanınmasında önemli rol oynamıştır. İslamiyetin yayılması sadece Avrupa kıtasında gerçekleşmemiştir.Bugün Güney Asya olarak adlandırılan bölgede İslamiyet inancı Delhi Türk Sultanlığı ve Babürlüler hoşgörülü yönetim anlayışı ile yayılabilmiş ve yerel dinlerle özellikle Hinduizm ile çatışmadan ayrı olarak varlığını sürdürebilmiştir. Türkler her zaman İslam inancının modern yüzünü oluşturmuşlardır. Bugün sokakta dilenen Suriyelilerle , Müslüman Afrika’ya, Pakistan’a bakın. Hepsi müslüman ve geçmişte dedeleri belki de Türklerle aynı Osmanlı tebaasına aitti ve ne haldeler onu düşünün

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.