Anasayfa › Sözlük › Felsefe-İnanç › Gök Tanrı İnancının Şekillenmesinde Bir Peygamberin Etkisi Olmuş mudur?
- Bu konu 4 yanıt içerir, 5 izleyen vardır ve en son 8 yıl 6 ay önce
AtalarSus tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
3 Mayıs 2017: 14:58 #21965
Bumin
KatılımcıÖncelikle Türkçülük Gününüz Kutlu olsun soydaşlarım. Konu başlığında da belirttiğim gibi Gök Tanrıcılık inancının şekillenmesinde bir peygamberin etkisi olmuş mudur? Bu konunun kafamda yer etmesindeki en büyük sebep iki din arasındaki benzerlikler oldu. Öncelikle her iki dinde de tek, ebedi, insan veya cisim sıfatında olmayan, her şeyden haberdar olan bir yaratıcıya ve yaratıcının sonsuz kudret sahibi olduğuna inanılır. Aralarındaki küçük farklardan biri Gök Tanrının çokluğun arkasındaki teklik olmasıdır. Bundaki en büyük sebep ise İslam inancında olduğu gibi melek kavramının biraz daha farklı olmasıdır. Gök Tanrıcılıkta melekler gibi ruhlar inancı bulunur ve bu ruhların yeri İslam inancındaki meleklere oranla daha bellidir. Yani ruhlar yardımcı tanrılar gibi bir rol oynar. İslam’da böyle bir anlayışın bulunmamasının sebebi meleklerin Allah’ın kulları olarak onun emirlerine göre görevlerini yapmasıdır. Benzerliklerden biri de ahiret inancıdır. İslam’da, bu dünyada yaptıklarının hesabını ahirette verir ve ya cennete ya da cehenneme gidersin. Gök Tanrıcılıkta da cennet Uçmağ, cehennem ise Tamudur. Her iki inançta da hoşgörülmeyen davranışlar vardır ve bunlar benzerdir. Bu yasaklar İslam’da Kuran ile Gök Tanrıcılıkta Töre ile insanlara aktarılır. Kuran kitap halinde olduğu için Allah’ın emirleri daha kapsamlı ve net olarak bildirilmiştir. Gök Tanrıcılıkta her ne kadar belirli bir kural Tengri tarafından insanlara bildirilmese de insanlar sözlü bir gelenek olan Töreye göre hareket ederler. Benim gözlemleyebildiğim bu benzerlikler Gök Tanrı inancının şekillenmesinde bir peygamberin etkili olduğunu tam anlamıyla kabul etmesem de sizinle konuşmaya açmamda etkili oldu soydaşlarım. Siz de düşüncelerinizi paylaşıp, yanlışım varsa düzeltip aramızda güzel bir istişare olmasını sağlayabilirsiniz.
3 Mayıs 2017: 18:19 #25540kizilelma
Katılımcıİnanç benzerliğine güzel örnekler vermişsin ama bunun bir peygamberle ilgisi ne ben çözemedim açıkçası. Etkisi olduysa nasıl oldu bence bunu biraz daha açman gerekiyor.
3 Mayıs 2017: 18:40 #25541HassTayyar
KatılımcıTengricik’in tarihi, islamdan çok daha eskidir. ve muhtemelen de zamanının hak diniydi, Köktürk yazıtlarını okuduğumda, ben Tonyukuk’un dönemin peygamberi olduğunu düşünüyorum, genel anlayış Bilge Kağan’ın peygamber olduğu yönünde ama ‘Tonyukuk’un kelime anlamı ‘temiz kıyafet’tir. ve bunun ‘takva elbisesi’ anlamına gelmesi oldukça yüksek bir ihtimal.
soruna gelecek olursak, tekrar tekrar söylüyorum: hak dinler arasında bir etkilenme mümkün değil. onlar zincir gibi birbirlerinin devamı ve tamamlayıcısıdır. Tengricilik’in evrilmiş en son hali tamamlanmış ve bitmiş olan İslam. Şuanda ‘Allah’ isminin bilinen en eski şekli ‘Tengri’dir demek çok da yanlış olmaz, tabi Türk veya diğer etniklerin mitolojisine hiç girmedim, bilinen en temiz, apaçık şekli diye düzelteyim.
3 Mayıs 2017: 18:44 #25542subbiluliyuma
KatılımcıSağolasın seninde 3 Mayıs Türkçülük günün kutlu olsun
4 Mayıs 2017: 10:46 #25543AtalarSus
KatılımcıUzun zamadır kafamı kurcalayan bir konu.
Bir çok mitolojik kaynak okumama rağmen aklımdaki soru işaretlerini giderebilmiş değilim.
Erlik Han’ın Tengri huzurundan kovulması İslam dinindeki anlatımla tıpatıp aynı.
Hak dinin ne olduğu hususuna gelirsek, Türk mitolojisi islamiyetin ilanından önce ise hak din bellidir.
Buna rağmen zamanla değişim olacağını kabul etmek 1400 yıllık bir dinin temelini oluşturan Kuran’ında değişmesi ya da günümüze uygun hale getirilmesini kabul etmektir.
Ben bunu şahsen kabul ederim.
Bu konuda çok konışulmamasının sebebini de Türkiye’de din konusunun her türlü ideolojiden üstün görüldüğüne yoruyorum.
İslam dininin, din sömürücüsü bir takım insanlar tarafından kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirildiğini düşünüyorum.
Tengricilikte bu durum söz konusu olmamıştır.
Sebebini de Pantürkizm olarak görmek yanlış olmaz.
Bir tarafta İslam’ı yayma telaşı vardı diğer tarafta Türklüğü.
Arap elçileri Cengizhan’a islamı tanıtmak amacıyla gelip Kevser suresini okuyup mealini bildirdiğinde Cengizhan’ın “Biz bunları bin yıldır söylüyoruz” diye cevap vermesi bir çok soruya cevap veriyor aslında ama olayın doğruluğu muamma.
Bu konu üstünde çok tartışmak lazım. -
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.