Daha 2 sene önceki yaşımda evet buna inanıyordum fakat şimdi tamamen ömrünü tüketmiş kapitalist sistem dayatması olarak görüyorum demokrasiyi. Siyaset, vekiller, muhalif liderler, bakanlar, mitingler hepsi birer kısır döngü içerisinde temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze getirilen açıktan satılan korsan bilet misali. Dışı cafcaflı fakat götürüsü el yakıyor, sadece el mi ocak yakıyor, yıkıyor, beyin ele geçiriyor, ahmak yığınları oluşturuyor; tribünün en gösterişli yerinde oturduğunuzu zannediyorsunuz ancak üzerinizdeki çatı çökmek üzere, yan tribünlerden yabancı maddeler atıldı atılacak siz hala durum ofsayt mı değil mi onu tartışıyorsunuz ! Uzun lafın kısası 21.yüzyılda demokrasi, makarnalı midelerin ördeği portakallı midelere biraz daha makarna için el açmasıdır.
Asıl aptallık her seçim dönemi bile-bile lades olmaktır. Milliyetçi olduğunu iddia eden partiler önce hangi milletin milliyetçisi olduğuna kadar versin.
Ufku, dünya görüşü ve algısı dar olan insanlardan bizi anlamakarını beklemiyoruz.
Kimsenin kalbi kurılmasın ama; partisine ses edemeyenler, yapılan yanlışı söyleyememler gelip burada Türkçülere ayar vermeye de kalkmasın. Oy kullanmak kadar, kullanmamanın da olağan olduğunu idrak ederseniz bizim için yeterli olur.
Buraya, onlarca sayfa demokrasinin ne kadar saçma ve ülkemizde ki seçim sisteminin ne kadar b*ktan olduğunu da yazarım. Ama siz yine de oyunuzu kullanacaksınız, nasıl olsa bu seçimler “çok” önemli.
Seçimle bir şeyin değişeceğine inananların bir de bunu, bilmem kaç yıldır hîçbir şey yapamayan düzen partileri ile gerçekleştirebileceği inancı var. Bu daha da vahim bir durum.
