dil

Dil bir milletin damarıdır. O damarı kesilir veya tıkanırsa ölüm kaçınılmaz olacaktır.Milli kimliğin birinci dereceden taşıyıcılığını dil üstlenir.Türk milleti demek Türk dili demektir.
Türkçemiz her geçen gün can çekişiyor. Sahip çıkıp korumamız önemli bir millî şuur tavrıdır. Kişi adlarından, işyeri, dükkan adlarına, bilimsel terimlerden günlük dile kadar birçok alanda dilimizi istila eden yabancı kelimelere karşı önlem alınmazsa dilimiz bir süre sonra yok olup gitme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Türk dilini koruyup yaşatmak, Türk milletini koruyup yaşatmak demektir. Dilini kaybetmiş bir milletin yok olmaya mahkum olduğunu unutmamak gerekir. Türk dilinin
ve milletinin özünden uzaklaşması için her türlü çabayı sarfedenlere geçit vermemek için Türkçeyi doğru kullanıp, sahip çıkmalıyız. Çocuklarımıza dilini ve kültürünü doğru aşılamalı hayatlarımıza bu merkezleri esas alarak devam etmeliyiz. Günümüzde kendi ana dilinin özelliklerini kavrayamadan başka bir dil öğrenme telaşına girmiş insanlara sıkça rastlarız. Batı kompleksine kapılan vatandaşlarımız dilimizi özünden uzaklaştırmada ve tam hakim olamama da büyük bir rol üstlenirler. Batının teknolojisini ve bilimini örnek almayı saptırıp; dilini, yaşam tarzını kendilerine empoze etmeye çalışanlar çağdaş bir oyuncak olmaktan başka bir vazife gütmezler. Nasıl ülke dış tehditlere maruz ise, bu tarz milli şuur yoksunu insanlar iç tehdidi oluştururlar.
Milletimizi dil, tarih, kültür ve töremiz birbirine bağlayıp ayakta tutar. Birinden birinin eksik olması demek kültürümüzün son çırpınış nidalarının duyulması demektir. Ulusunu, ülkesini, milletini sevmenin yolu diline sahip olup, korumaktan geçer. Yabancılığa ve yozlaşmaya geçit vermeyelim. Yeryüzünün en geniş coğrafi alanına yayılmış, en eski ve zengin dilini korumak hepimizin en büyük vazifelerindendir.
Alev Özdemir