Haçlı Ordularının rehberi bir Türk’tü

Dünya tarihinin dönüm noktalarından birisi olan ”1. Haçlı Seferleri” sırasında haçlı ordularına, Peçenek asıllı bir Türk olan ve ”Megas Primikerios” unvanını alan ”Tatikios” adlı Bizans kumandanının rehberlik ettiği ortaya çıktı.

Komnenos Hanedanı’nın kurucusu İmparator 1. Aleksios’un yakın arkadaşı olun Tatikios’un, çocukken babasıyla birlikte esir alınarak bir Bizanslı gibi yetiştirildiği sanılıyor.

Türk Tarih Kurumu üyesi Bizans tarihi uzmanı Prof. Dr. Işın Demirkent, 14. Türk Tarih Kongresi’ne sunduğu bildiride, 11. yüzyılda Bizans ordusunda önemli görevler üstlenen Tatikios hakkında bilgiler verdi.

Türk olduğu kesin olan Tatikios’un ”Peçenek Türkü” olduğunun sanıldığını, Türkçe adının da ”Tetik” veya ”Tutak” olabileceği yolunda görüşler bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Demirkent, küçük yaşta babasıyla birlikte esir alınarak İmparator’un aynı yaştaki oğlu Aleksios ile birlikte büyüyüp eğitim gördüğünü ve Bizans adetlerine göre yetiştirildiğini söyledi.

Tatikios’un, İmparator Aleksios Komnenos’un yakın arkadaşı olduğunu ve hayatları boyunca dost kaldıklarını belirten Prof. Dr. Demirkent, ayrıca Tatikios’un Bizans’ta iyi bir eğitim aldığını, Hıristiyanlığı kabul ederek Bizans ordusunda ”Megas Primikerios” unvanına kadar yükseldiğini bildirdi.

Prof. Dr. Demirkent, Tatikios’un imparator ile çeşitli savaşlarda bulunduğunu kaydederek, şöyle devam etti:

”Günümüze ulaşan Bizans kaynaklarında, hayatı ve faaliyetlerini 1057-1099 yılları arasında takip edebildiğimiz Peçenek asıllı bir Türk olan Bizans kumandanı Tatikios’un, cesareti, kahramanlıkları, savaşçılığının yanı sıra temkinli ve uzak görüşe sahip kişiliği de övülmüştür.

Bu kaynaklara göre, İmparator Aleksios Komnenos, 1. Haçlı Seferi ordularına Anadolu’yu geçerken bu çok güvendiği kumandanını rehber olarak verdi.

Birinci Haçlı Seferi ordularının İznik’i kuşatması esnasında o da Bizans adına bu harekete katıldı ve şehrin imparatora teslimini sağladı. Bundan sonra Birinci Haçlı Seferi ordularına rehberlik ederek, onların Anadolu’dan geçişini temin etti ve Antakya’nın Haçlılar tarafından aylarca süren kuşatmasına da katıldı.” Tarihi kaynaklarda Tatikios’a ilişkin son bilginin 1099 yılına ait olduğunu ifade eden Prof. Dr. Demirkent, buna göre İmparator Aleksios Komnenos’un Tatikios’u, Pisalılara karşı hazırladığı filonun başına ”En şanlı amiral” unvanı vererek geçirdiğini, Tatikios komutasındaki filonun Pisa gemilerini Patara ile Rodos adası arasındaki sularda yakalayıp yendiğini, fakat tam bu sırada patlayan fırtına yüzünden bütün Pisa filosunu yok edemediklerini ve bundan sonra Tatikios’un İstanbul’a döndüğünü anlattı.

Tatikios
Tatikios
Total
0
Shares
Comments 3
  1. Faruk bey
    Tarihin gerceklerini saklayarak bir sey ögrenemeyiz
    fatihinsultan mehmetin kucuk oglunun bugun vatikanin prensleri arasindaanildigini biliyormusunuz

    umarim bu yaziyi admin yayinlar

    Bugün rutinin biraz dışına çıkıp tarihimizin tuhaf bir cilvesinden sözedeyim: Fatih Sultan Mehmed’in bahtsız şehzadesi Cem Sultan’ın soyundan gelenler şimdi geniş bir Katolik ailedir. Bu ailenin bir kolu “Papalık Prensi” olmuş, bir diğer kol da Bizans’ın son imparatorluk hanedanı Paleologlar ile birleşmiş ve “Bizans Kontu” olmuşlardır.

    FATİH Sultan Mehmed. 29 Mayıs 1453’te İstanbul’u alarak Bizans İmparatorluğu’na son verdi ve fetih ile beraber zamanla küçüle küçüle sadece bir şehirden ibaret kalmış olan bir zamanların koskoca Doğu Roma İmparatorluğu tarihe İntikal etti…

    Ama ya bu imparatorluğu idare eden, tahtın sahibi son hanedana, yani “Paleologos” ailesine ne oldu?

    PRENS, BEYLERBEYİ OLDU
    Hanedanın son imparatoru 11. Konstantin, yani Konstantin Dragasis Paleologos şehri savunurken can verdi, söylentilere göre cesedi süslü çizmelerinden tanındı ve zamanla unutulan bir yere defnedildi. Osmanlılar, erkek çocuğu olmayan imparatorun Bizans tahtına vâris bırakmadığını bildikleri için aile ile uğraşmadılar, hatta Paleolog Hanedanı’nın bazı mensuplarını da Müslüman edip devlet hizmetine aldılar. İmparator Konstantin’in yeğenlerinden biri “Mesih” adını aldı, vezir yapıldı ve “Mesih Pasa” oldu; bir diğer prens de dinini değiştirdi, adını “Murad”a çevirdi ve Rumeli Beylerbeyliği’ne getirildi.

    “Paleologos” ailesinin bazı mensupları Fatih’in İstanbul’u kuşatması sırasında, bazıları ise şehrin düşmesinin ardından şehri gizlice terkettiler ve Bizans hanedanı devam edip bugünlere kadar ulaştı…

    22 YAŞINDA İSYAN ETTİ
    Bu aile üstelik, tarihin garip bir cilvesi ile sonraki asırlarda Osmanlı soyundan gelenler ile evlilikler yoluyla akraba oldu: Bizans’ı fetheden Fatih Sultan Mehmed’in oğlu Cem Sultan’ın soyundan gelenler, Bizans imparatorluk ailesinin mensupları ile evlendiler. Cem’in Rodos’ta yasayan oğlu Şehzade Murad 1492’de Hristiyan olmuştu, iste bu şehzadenin soyu, günümüzde de “Osmanlı-Bizans” karışımı bir aile olarak devam ediyor…

    Cem Sultan’ın torunlarının Bizans hanedan mensupları ile yaptıkları evliliklerin ayrıntılarına girmeden Önce, Fatih’in oğlunun hüzünlü öyküsünü kısaca anlatayım:

    Fatih Sultan Mehmed’in küçük oğlu Cem sadece Osmanlı döneminin değil, Türk tarihinin en bahtsız isimlerindendi…
    Babası 1481 Mayıs’ındaölüpde İstanbul tahtına ağabeyi Bayezid geçtiğinde, Cem henüz 22 yaşındaydı. Ağabeyine başkaldırdı, tahtta hakkı olmamasına rağmen sultanlığını ilân etti ama Bayezid’in gönderdiği orduların karşısında yenildi. Tek bir çaresi kalmıştı: Osmanlı topraklarını terketmek…

    OĞLUNU İDAM ETTİLER
    Öyle yaptı, Mısır ve Hicaz taraflarına gitti, sonra yeniden Anadolu’ya geçip ağabeyiyle bir başka savaşa tutuştu, tekrar yenilince de memleketini ebediyyen terketti. asırlar boyunca tarihin en hüzünlü gurbetlerinden olan bir maceraya atıldı. Hayatının geri kalan 13 senesini Rodos’ta, Roma’da ve Fransa’da geçirdi. Papa, şövalyeler ve Avrupa kralları tarafından Osmanlı tahtına karşı bir tehdit olarak kullanıldı, ağabeyi Sultan Bayezid kardeşinin Osmanlı topraklarına gelmemesi için Papa’ya ve krallara haraç olarak büyük servetler ödedi ve Cem, Fransa Kralı Sekizinci Charles’ın elinde rehin iken 1495 Subat’ında acılar içerisinde can verdi. Şehzadeyi, Papa Altıncı Alexander’ın zehirlettiği zannediliyordu.

    Cem’in üç oğlu ve iki de kızı vardı. Oğullarından Şehzade Abdullah ve kızlarından Ayşe Sultan, küçük yaşta öldüler. Büyük oğlu Oğuz Han babası sürgündeyken İstanbul’da idi ve amcası Bayezid 1483 Şubat’ında henüz dokuz yaşında olan şehzadeyi “nizâm-ı âlem” için boğdurdu. Mısır’da yasayan diğer kızı Gevher Melike de sonraları istanbul’a geldi ve 1505’te burada öldü.

    ‘MURAD’I ‘PIERRE’ YAPTILAR
    Cem’in hayatta tek bir oğlu kalmıştı: Şehzade Murad… Babasının sürgünü sırasında Rodos’a yerleşti ve Maria Concetta Doria adında bir İtalyan kadınla evlendi. Daha sonra çok garip bir iş etti, Müslümanlığı bırakıp Hristiyan oldu. 1492 Kasım’ında Papa Altıncı Alexander tarafından vaftiz edildi, “Pierre” adını aldı ve “Papalık Prensi” yapıldı. Dininden ve adından vazgeçmesi Avrupa’yı çok memnun etmiş olacak ki, prens ilân edilmesiyle de yetinilmedi. Napoli Kralı’ndan bir başka asalet unvanı, Roma Senatosu’ndan da ‘Vatandaşlık” aldı. Rodos’ta çoluk-çocuğa karıştı ve Kanuni Süleyman’ın adayı fethetmesine kadar burada “Prens” olarak yaşadı. Rodos’un 1522 kışında Türkler’in eline geçmesinden hemen sonra da, 27 Aralık günü boğduruldu.

    İdamında 48 yaşındaydı.

    İşte, Türk ve Vatikan tarihleri şehzadenin idamına kadar hep aynı bilgileri veriyorlar ama aralarında bu tarihten sonra önemli bir ihtilâf çıkıyor: Türk kaynakları Cem Sultan’ın oğlu Şehzade Murad’ın “Cem” adındaki oğluyla beraber idam edildiğini söylerken, Malta, Rodos ve Vatikan arşivlerinde bulunan belgeler küçük Cem’in öldürülmediğini, Nicola ismini alıp Malta’ya yerleştiğini ve 1536’dakİ ölümüne kadar burada yaşadığını söylüyorlar.

    Cem Sultan’ın Avrupa’da yasayan torunları, işte bu Şehzade Cem’in, yani sonraki adı ile Prens Pierre ile oğlu Prens Nikola’nın soyundan geldiklerini söylüyorlar…
    Vaftiz edilen şehzadeler, kendilerine aile adı olarak “Saitus”u aldılar ve “Saitus” zamanla “Sait”, “Sayd” ve nihayet “Said” oldu.

    AİLE REİSİ REDDETTİ
    Ailenin şu andaki reisi, Malta’da yasayan George Alexander Said-Zammit adında ve 53 yaşında bir arkeolog… Cem Sultan’ın 17. göbekten torunu olan Said-Zammit, 2001 senesinde Osmanoğlu ailesinin o zamanki reisi olan Osman Ertuğrul Efendi’ye müracaat ederek “Büyük dedelerinin aynı kişi, yani Fatih Sultan Mehmed olduğunu” söylemiş. Said ailesinin birkaç asırlık vaftiz kayıtlarının kopyalarım göndermiş ve Osmanoğulları’nın aile ağacında yeralmak talebinde bulunmuştu. Osman Ertuğrul Efendi ise. talebi “Gönderdiğiniz belgeler doğru gibi görünüyor, akraba olabiliriz ama Papalık Prensi ve Hristiyan olduğunuz için Osmanoğlu aile ağacında yeralmanız imkânsızdır” diyerek nazikçe reddetmişti.

    Fatih Sultan Mehmed’in bahtsız şehzadesi Cem Sultan’ın ailesinin evlilikler yoluyla Bizans kanı karışan ve “Bizans Kontu” Unvanını taşıyan diğer branşının reisi ise simdi Avustralya’da yaşıyor…

    Ailenin bu branşının öyküsünü de aşağıdaki kutuda okuyabilirsiniz…

    Bizans imparatorluk ailesi olan Paleolog hanedanı bugün Cem Sultan’ın torunları ile devam ediyor
    BİZANS’ın son imparatorluk ailesi olan Paleologos Hanedanı’nın İstanbul’un fethinden sonra Avrupa’ya geçen birçok erkek mensubu, hayatlannı sıkıntısız şekilde devam ettirebilmek için Önce Ortodoksluktan vazgeçip Katolik oldular, ardından da Hristiyan dünyasının zengin ve asil ailelerinin kızları ile evlendiler.

    İLK UNVAN 1320’DE
    Böyle evlilikler yapanlann arasında Bizans’ta daha önceleri “Kont” ve “Prens” ilân edilen ama Paleologos hanedanı ile aralannda kan bağı bulunmayan bazı asiller de vardı ve bu asillerin başında Vassallo ailesinin mensuptan geliyordu. Vassallolar, daha sonraları Paleologoslar’ın bazı üyeleri ile evlenerek hanedanla akrabalık kurdular.

    Aileye ilk asalet unvanını 1320’de Bizans İmparatoru İkinci Andronikos verdi ve Riccardo Vassallo’yu “İmparatorluk Kontu” ilân etti. İmparator Altıncı Yohannes de. Vassallo ve Paleologos ailesinin mensubu Giovanni Vassallo-Paleologos’u 1349’da aynı şekilde “Bizans Kontu” yaptı. Midilli’de hüküm süren şövalyeler 1380’de Vassallo-Paleologos ailesinin o sıradaki reisi olan Rİccardo’yu. Kıbrıs Kralı Janus da 1405’te yine Vassallo-Paleologos ailesinden gelen Antonio’yu “Bizans Kontu” tanıdıklannı duyurdular.

    ŞÖVALYELER DE TANIDI
    Sicilya Krallığı, İstanbul’un fethinden iki sene sonra, 1455’te, yine Paleologos ailesinin mensubu olan Niccolo’yu “Vassallo-Paleologos Kontu” ilân etti ve 1623’e kadar bazı Avrupa krallıkları ile Malta Şövalyeleri de Vassallo-Paleologos ailesini Bizans imparatorluk hanedanının vârisi olarak kabul ettiler.

    Cem Sultan’ın soyundan gelen Said ailesinin mensupları ile sonraki senelerde çok sayıda evlilik yapan Vassallo-Paleologos ailesi hâlen devam ediyor, “Bizans Kontu” ile “Said ve Vassallo Prensi” ûnvanlannın yanısıra daha başka unvanlar da kullanıyorlar.

    AİLELER BİRLEŞTİ
    Fatih’in oğlu Cem Sultan’ın Malta’daki torunları ile Vassallo ailesi arasındaki son evlilik. 1947’de Malta’da yapıldı. “Şehzade” olduğunu söyleyen “Said Prensi” Carmelo Said, hayatını “Bizans, Antakya ve Celile prensesi; Kıbrıs, Kudüs ve Ermenistan kraliçesi, Gayn Rihani baronesi, Mugiarro ve Car el-Binyet hanımefendisi” Contes Maria Vassallo ile birleştirdi.
    Carmelo ile Maria’nın Ölümünden sonra, Cem Sultan ailesinin Vassallo kolunun reisliği ile Bizans Kontluğu, 1949’da dünyaya gelen büyük oğullan Giuseppe Said-Vassallo’ya geçti. Prensliğin yanısıra “şehzade” unvanını da kullanan Giuseppe, şimdi Avustralya’da yaşıyor…

    BU SAÇ İŞE YARAR MI?
    İşte, kullandıkları asalet unvanının dışında devletleri ve toprakları olmayan, ama Cem Sultan’ın ve dolayısı ile Türk tarihinin çok önemli bir isminin, yani Fatih Sultan Mehmed’in soyundan geldiklerini iddia eden bir ailenin öyküsü…

    Asırlardan buyana devam eden bu akrabalık iddialannın ve Vatikan’da muhafaza edilen vaftiz kayıtlarının doğru olup olmadığını öğrenmek ise, yapılacak bir DNA testi sayesinde artık son derece kolay… Bu iş bir halledilebilse ve Fatih’in torunlannın zamanla hakikaten Hristiyan olup olmadıktan ortaya çıksa!

    DNA testi için lâzım olan bir örneği hemen temin edebilirim: Teknik bakımdan işe yarar mı bilmiyorum ama, İkinci Mahmud’un torunu ve Sultan Abdülâziz’in oğlu olan Son Halife Abdülmecid Efendi’nin, yani Fatih’in safkan torununun bendenizde bir tutam saçı mevcuttur!

  2. Değerli dostumuz Faruk bey,

    Burada amacımız sadece bir tespittir, o da şudur; tarih boyunca Türklerin düşman safında da olsa her yerde oldukları
    ve tarihe sürekli imza atmalarıdır. Yoksa düşman övme falan değil, gerçek neyse gerçek doğrultusunda tespitte bulunmak.

    Saygılarımızla

  3. Türke karşı kılıç üşüren birinin , Türke karşı bizansın safında olan bir beslemenin kahramanlığını anlatmak ne kadar doğru ?
    kaldıki haçlı orduları kahramanca ne yenmiştir nede kahramanca yenilmesini bilmiştir. geri dönerken bile katliam ve yağma yapmıştır. Haçlılar sadece Kahraman Selçuklu Türk Devletinin neferleri tarafından pataklanmış ve püskürtülmüştür.

Bir cevap yazın
Önceki
Türk Adı ve Türk Soyu

Türk Adı ve Türk Soyu

En eski ve köklü kavimlerden biri olan Türkler aşağı yukarı 4 bin yıllık

Sonraki
Kağan Adının Kökeni

Kağan Adının Kökeni

Türklerin yöneticilerine verdikleri isim Kağan olup aslı KHANG‘dır

İlginizi çekebilir